Belgica, Felix van Groeningen ve Arne Sierens'in birlikte yazdıkları ve yine Felix van Groeningen'in yönetmenliğini üstlendiği, kadrosunda: Jo rolüyle Stef Aerts, Frank rolüyle Tom Vermeir, Marieke rolüyle Hélène De Vos, Isabelle rolüyle Charlotte Vandermeersch, Ferre rolüyle Stefaan De Winter, Manu Dewaey rolüyle Dominique Van Malder, Momo rolüyle Ben Benaouisse, Tim Coppens rolüyle Boris Van Severen, Nikki rolüyle Sara De Bosschere, Rodrigo rolüyle Sam Louwyck, Lou rolüyle Ciro Motmans, Mohammed rolüyle Fouad Oulad Khlie, Rudy Rasta rolüyle Silvanous Saow, Diane rolüyle Marijke Pinoy, Frederic rolüyle Arne Sierens, André rolüyle Jean-Michel Balthazar, Wibo rolüyle Bo De Bosschere, Katrien rolüyle Anjana Dierckx, Jan rolüyle Hannes Reckelbus, Bruno Schollaert rolüyle Johan Heldenbergh, Inspecteur (Müfettiş) Dewaele rolüyle Nils De Caster, Inspecteur (Müfettiş) Van Beveren rolüyle Titus De Voogdt, Inspecteur bewakingsagent (Güvenlik Görevlisi Eğitmeni) rolüyle Willy Peeters, Piet Symons rolüyle Tom Ternest, Verpleegster materniteit (Doğumevi Hemşiresi) rolüyle Ilse De Koe, Svetlana rolüyle Iris Van Cauwenbergh, Brenda rolüyle Zinya Van Reeth, Grietje rolüyle Brit Van Hoof, Carole rolüyle Greet Verstraete, Yamila rolüyle Fathia Assoued, Fiona rolüyle An Vancutsem, Ignace Paepe, Niek Teeteart ve Anissa Poelman'ın yer aldığı 2016 Belçika-Fransa ortak yapımı dram filmidir.
Belgica
Cafe Belgica
''Bienvenue dans votre lieu de perdition favori! (Cehennemdeki yerinize hoşgeldiniz!)''
Belgica
Belgica
İçkinin su gibi aktığı ve Belçika'nın en müthiş gruplarının çaldığı, Gent'in en havalı barıyla tanışın: Belgica! Jo, küçük ve hiçbir şeyin yolunda gitmediği ama çok sevdiği barıBelgica'yı işletmekten son derece memnundur. Bir gün taşrada yaşayan ağabeyinden bir telefon alır. Aile yaşantısından sıkılan Frank, kardeşinin barına ortak olmaya karar vermiştir. Paralar, zihinler ve fiziksel güç birleşince Belgica da büyür. Yenilenen Belgica bir anda Gent'in en gözde eğlence mekanına dönüşür. Ancak Jo ve Frank'ın kapıldığı hedonizmin bedeli çok geçmeden gelir. Altın Lale ödüllü The Misfortunates / De helaasheid der dingen (Çölde Kutup Ayısı) filminin yönetmeni Felix Van Groeningen, zımba gibi bir soundtrack ve dinamik bir kurguyla, sakin sakin oturarak izlemenin imkansız olduğu bir filme imza atmış.
İstanbul Film Festivali kapsamında, Fitaş Sineması'nda izlediğim, ''Uluslararası Yarışma'' bölümünde yer alan, Belgica; Jo ve Frank adlarındaki iki kardeş ve onların işlettikleri bir bar üzerinden ''sınırlar''ımızı anlatıyor. Nasıl bir dünya yarattığımızı, körlüğümüzü, insan gibiymiş yapışımızı hatırlatıyor. Ülkelerimize çizdiğimiz sınırlardan, yer altından gökyüzüne donattığımız savunma sistemleri ile koruduğumuzu düşündüğümüz ülkelerimizden, her şeye sınırlar koyuşumuzdan ve sıraya dizip sınıflara soktuğumuz insanlardan, kendimize çizdiğimiz sınırlardan, sorumluluklarımızdan, kendinin bellediği sınırlar içerisinde çalıp söyleyenlerden bahsediyor. Ve soruyor: Sınır çizgileri nerede başlayıp nerede bitiyor? Bir kez çizilen sınır, şartlar gereği tekrar çizilip genişletildiğinde ne oluyor? Aslında biraz da esnek olmak gerekmiyor mu? Peki ama nereye kadar?
Belgica
Annesinin henüz iki yaşındayken doktora götürdüğünde sağ gözünde mantar olduğu ve retina bozukluğu olduğu öğrenilen yirmilerinin sonlarındaki Jo (Stef Aerts), sanatsal emelleri olan, içinde taşıdığı müzik sevgisi ve ruha kayıtsız kalamayıp, Belgica adında bir bar açan gençtir. Ağabey Frank (Tom Vermeir) ise şehre uzak bir yerde aldığı çiftliğiyle uğraşan, ikinci kez baba olmanın eşiğinde olan, kendi evini inşa etmek isteyen ve sıkıcı bir adama dönüşmekten, hayatın su gibi akıp gitmesine karşı bir şey yapamamaktan usanan birisidir. Bir araba bayisine ortak olan Frank kardeşinin barına yaptığı küçük bir ziyaret sonrasında bu barı çok beğenir ve Jo'ya hafta sonları ona yardıma geleceğini söyler. Birlikte çalışmaya başlayan iki kardeş çok geçmeden işleri büyütürler ve Jo ağabeyine barı daha büyük bir mekana taşımak istediğini söyler ve ona ortaklık teklif eder. Ve iki kardeşBelgica'yı daha büyük, daha modern ve daha eğlenceli bir yer haline getirmeye karar verir.
Belgica Tom Vermeir
Belgica Stef Aerts
Belgica Tom Vermeir-Stef Aerts
Belgica Boris Van Severen-Stef Aerts
Belgica Boris Van Severen
Belgica Charlotte Vandermeersch-Tom Vermeir
Belgica Tom Vermeir-Charlotte Vandermeersch
Belgica Tom Vermeir
Belgica Tom Vermeir
''Bazen insanları affetmek gerekir.''
Jo ( Stef Aerts )
Belgica Stef Aerts-Boris Van Severen-Tom Vermeir
Belgica Stef Aerts-Tom Vermeir
Belgica Stef Aerts-Tom Vermeir-Boris Van Severen
''Herkes masum doğar, ama çok azı öyle kalır.''
Mohammed ( Fouad Oulad Khlie )
''İnsanlar dertlerini unutmak istiyorlar, Belgica'da bunu başarıyorlar.''
Jo ( Stef Aerts )
''Biz Nuh'un Gemisiyiz.''
Frank ( Tom Vermeir )
Belgica
Belgica Stef Aerts-Tom Vermeir
Belgica Tom Vermeir-Stef Aerts
Belgica Tom Vermeir-Stef Aerts
Belgica Tom Vermeir-Stef Aerts
Doğru mekan ve tema seçimi, dekorasyon, dizayn, konsept uyumu, iş planı, personel seçimi, güvenlik, acil çıkışın darlığı yüzünden sadece 80 kişilik ruhsat alabilecek olmaları gibi sorunları bir şekilde aşan kardeşler için kısa bir süre içinde şehrin her yerinden insanların akın akın geldiği eğlence merkezine dönüşen Belgica'nın ünü ve dolayısıyla hızlı gece hayatının sürüklediği alkol, uyuşturucu ve seks gibi bağımlılıklar ile abartılan eğlence anlayışı onların ne kadar birlikte kalabileceği ve Belgica'nın bu kucaklayıcılığı ne kadar koruyabileceği sınanacaktır.
Belgica Stef Aerts
Belgica Tom Vermeir
Belgica
Belgica Tom Vermeir-Stef Aerts
Belgica
Belgica Helene De Vos
Belgica Tom Vermeir
Belgica Tom Vermeir
Belgica Stef Aerts-Tom Vermeir
Belgica Tom Vermeir
''Ne diyeceğim biliyor musun? Burası arada bir insanı çıldırtıyor.''
Frank ( Tom Vermeir )
Belgica Tom Vermeir-Stef Aerts
''Belgica kapısı herkese açık olan bir bar.''
Jo ( Stef Aerts )
Belgica Stef Aerts
''Herkesi affediyorsun da bir beni mi affedemiyorsun?''
Frank ( Tom Vermeir )
Belgica Tom Vermeir
Belgica Stef Aerts-Helene De Vos
Belgica Stef Aerts-Sara De Bosschere
Belgica Stef Aerts
Belgica Stef Aerts
Belgica Stef Aerts
The Broken Circle Breakdown (Kırık Çember) ile Yabancı Dilde En İyi Film dalında Oscar adayı olan Felix van Groeningen'in yeni filmi Belgica adını iki kardeşin yoktan var ettiği, adeta aileye dönüşmüş bir ekiple birlikte işlettiği, her türlü insana, her türden müziğe açık bir bardan alıyor. Bu barın hikayesi aynı zamanda birbirinden çok farklı iki kardeşin hikayesi oluyor. İki kardeşin hikayesi, hayatta bir şeyler başarmaya çalışan fakat bir türlü başaramayan insanların hikayesi oluyor ve tüm bu hikayelerde Belgica'nın kendi hikayesini oluşturuyor.
Belgica
''Bu 'Belgica' barı hala duruyor, adı Charlatan. Dünyada eşi benzeri olmayan bir yer bence. Çünkü gerçekten filmde gördüğünüz atmosfere sahip. Eğlence, içki ve iyi müziğin dışında Belgica'nın bu kadar popüler olmasının bir nedeni de kucaklayıcı doğası ve bir deneyimi paylaşmanın gücü.'' Tom Vermeir
Cafe Belgica
Filmdeki şarkılardan birinin Türkçe olması, üstelik adını yönetmenin filmlerinden Çölde Kutup Ayısı'ndan alıyor olması bir tesadüf olmadığı gibi o şarkının aslında bir özelliğinin daha olduğunu söylüyor Vermeir: ''Birçok farklı sanatçının çaldığı, birçok farklı türden şarkının duyulduğu uzun bir montaj sekansı var filmde, Türk grup da orada gözüküyor. Bu, o mekana, herkese kapısı açık olan o bara bir gönderme. Gerçekten her şeyi çalıyorlar çünkü; dünya müziği, heavy metal, popüler rock grupları, tekno, her şey...''
Belgica'nın gösterimi, filmin oyuncularından ve aynı zamanda müzisyen ve tiyatro oyuncusu olan Tom Vermeir'in katılımıyla gerçekleşti. Hikayenin yönetmen Felix van Groeningen'in gençliğinden esinlendiğini, Belgica'nın Felix'in babasının ilk sahibi olduğu ve filmdeki gibi iki kardeşe sattığı bir bar olduğunu hatırlatan Vermeir, senaryoyu ilk okuduğunda onu en çok etkileyenin başroldeki iki kardeş arasındaki ilişki olduğunu ve filmin aslen ''iki kardeş arasındaki koşulsuz sevginin hikayesi''ni anlattığını belirtti. Kendisinin de bir kardeşi olduğunu ve tıpkı filmdeki karakterler gibi birbirlerinden çok farklı insanlar olduklarını söyleyen oyuncu, ''Ne kadar çuvallarsan çuvalla, kardeşin hep yanında olacaktır'' diyerek konuşmasına son verdi. Belgica, Vermer'in ilk sinema filmi.
Müziklerin hiç playback olmadan tamamının canlı olarak kaydedildiği, müzik gruplarının hiçbirinin gerçek olmadığı, hepsinin kurgulanmış karakterler olduğu ve hepsi için bir müzik yaratıldığı ve tabii ki bu gruplarda çalanlar, sahnede gördüklerimizin halihazırda müzisyen insanlar olduğu fakat kendi isimleriyle değil, gerçekte var olmayan gruplarla müzik yaptıkları, kurgunun ve gerçeğin bir birleşimi olarak sunulan Belgica için müziklerin bu filmde çok önemli bir yer kapladığını söyleyebiliriz. Belçikalı iki erkek kardeş, ünlü bir DJ ikilisi olan Soulwax'ın müzikleriyle büyüyen, sinemaseverleri müziğe ve eğlenceye doyuran Belgica; tüm enerjisine, yüksek sesine ve durdurulamaz ritmine rağmen, film ilerlerken tüm bu kargaşanın, inanılmaz müziklerin yanında insana düşünme payı da bırakıyor. Dinamik, enerjik, bomba gibi bir film olmakla kalmıyor Café Belgica'da onlarla beraber yaşadığınız hissini veriyor.
Belgica Stef Aerts-Tom Vermeir
Felix van Groeningen imzalı Belgica; oyunculukları, gerçekçi dili ve olağanüstü güzellikte müzikleriyle yılın en iyilerinden..
0 Yorumlar