33. İstanbul Film Festivali İçin Geri Sayım Başladı
İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından, onuncu kez Akbank'ın desteğiyle düzenlenecek İstanbul Film Festivali'nin programı bu yıl da dopdolu. Her yıl yaklaşık 150 bin izleyiciye ulaşan Türkiye'nin en büyük sinema etkinliği İstanbul Film Festivali'nin 33'üncüsü 5 Nisan'da başlıyor.
Akbank'ın onuncu kez desteklediği İstanbul Film Festivali'nin 33'üncüsü, 5-20 Nisan tarihlerinde gerçekleştirilecek. Programındaki filmlerin niteliği ve çeşitliliğin yanı sıra izleyici sayısıyla da önde konumunu koruyan İstanbul Film Festivali, bu yılda sinemaseverlere 20'nin üzerinde bölümde 200'ü aşkın filmin yanı sıra usta sinemacıların katılacağı söyleşiler, atölye çalışmaları ve sinema dersleriyle dolu iki hafta yaşatacak.
Sinemaseverler 2013 ve 2014'ün nitelikli yapımlarından sinemanın unutulmaz klasiklerine, usta yönetmenlerin başyapıtlarından Sundance ve Berlin film festivallerinde prömiyerleri yapılan eserlere, belgesellerden çocuk filmlerine uzanan bir yelpazedeki programı takip edebilecekler. Festival, klasikleşmiş bölümlerinin yanı sıra 2014 yılına özel bölümleriyle de ses getirecek. Türkiye sinemasının 100. yılı için sinema yazarları Fatih Özgüven ve Engin Ertan, akademisyenler Selim Eyüboğlu ve Umut Tümay Arslan ile İstanbul Film Festivali Direktörü Azize Tan tarafından hazırlanan ''Bu İkiliye Dikkat'', 2014 yılında kutlanan Polonya-Türkiye arası diplomatik ilişkilerinin tesisinin 600. yıldönümü ile ilgili kutlamaların kültür programı çerçevesinde hazırlanan ''Polonya Canlandırma Sineması'' Marin Karmitz'in kurduğu prodüksiyon şirketi MK2'nün 40. yılı şerefine hazırlanan ''MK2-40. Yıl'' festivalin heyecan verici projelerinden...Yalnızca altı film yapmasına rağmen, Rus sinemasının dünyadaki önemli temsilcilerinden biri olan, adı çoğu zaman Tarkovski'yle birlikte anılan Aleksey German'ın tüm filmleri festival kapsamında izleyiciyle buluşacak. Festivalde ayrıca Türkiye sinemasının 100. yılı vesilesiyle, Balkanlar'ın ilk sinemacıları Yanaki ve Milton Manaki'nin restore edilen filmlerinin tamamı gösterilecek. Türkiye'den sinemacıları uluslararası profesyoneller ile bir araya getiren Köprüde Buluşmalar'ın dokuzuncusuda yine festival kapsamında yapılacak.
33. İstanbul Film Festivali programı 5 Mart Çarşamba akşamı İKSV Resmi Konaklama Sponsoru Martı İstanbul Hotel'de düzenlenen bir toplantıyla, İKSV Genel Müdürü Görgün Taner, Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil ve İstanbul Film Festivali Direktörü Azize Tan tarafından basına açıklandı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan İKSV Genel Müdürü Görgün Taner festivalin destekçilerine teşekkür ederek 2014'ün Türkiye Sineması'nın 100. yılı olduğunun altını çizdi. Bu 100 yıllık tarih içerisinde İstanbul Film Festivali'nin ülke sinemasına yaptığı katkılardan mutluluk duyduklarını belirten Taner, son 10 yıldır festivale destek veren Akbank'ın Genel Müdürü Hakan Binbaşgil'i konuşmasını yapmak üzere sahneye davet etti.
Bundan 33 yıl önce 6 filmin gösterimiyle bir 'film haftası' olarak başlayan İstanbul Film Festivali'nin, bugün görkemli bir sinema şöleni haline geldiğinin altını çizen Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil ''Bu yıl aynı zamanda Türk sineması da 100'üncü yılını geride bıraktı. Ne mutlu bizlere ki İstanbul Film Festivali'nin 33'üncü yılında, sinemamızın geldiği nokta hepimize gurur veriyor. İstanbul Film Festivali'nin, yürekten desteklediğimiz sinemamızdaki bu gelişimde ve kaydettiği başarılarda önemli bir payı bulunduğuna inanıyorum. Akbank olarak Türkiye'nin en uzun soluklu ve önemli sanat etkinlikleri arasında yer alan festivali 10'uncu kez desteklemekten onur duyuyoruz.'' dedi. Binbaşgil konuşmasını şu şekilde sürdürdü: ''Böyle bir festivale sahip olmamızda büyük emeği bulunan, öncü kişiliği ve rehberliğiyle hatıralarımızda hep yaşayacak olan Sayın Şakir Eczacıbaşı'nı saygıyla anıyorum. Ayrıca, kültür ve sanat hayatımıza 40 yılı aşkın bir süredir olağanüstü katkılarda bulunan İKSV'nin değerli ekibine ve başkan Sayın Bülent Eczacıbaşı'na teşekkür ediyorum.''
Basın toplantısında daha sonra İstanbul Film Festivali Direktörü Azize Tan, festival programında yer alan filmler, festivale katılacak konuklar ve festival sırasında düzenlenecek etkinliklerle ilgili ayrıntılı bilgi aktardı.
İstanbul Film Festivali Danışma Kurulu
İstanbul Film Festivali Danışma Kurulu, yapımcı Zeynep Özbatur Atakan, yönetmen Semih Kaplanoğlu ve sinema yazarı Esin Küçüktepepınar'dan oluşuyor. Atilla Dorsay da Danışman Kurulu Onur Üyesi olarak İstanbul Film Festivali'ne destek olmaya devam ediyor.
Belgesel Danışma Kurulu'nda ise belgesel yönetmenleri Berke Baş ve Elif Ergezen, akademisyen ve yönetmen Alisa Lebow ve akademisyen Ahmet Gürata yer alıyor.
33. İstanbul Film Festivali'nin Destekçileri
33. İstanbul Film Festivali bu yıl 20'nin üzerinde kurumun desteği ile gerçekleştirilecek. TC Kültür ve Turizm Bakanlığı bu yıl da festivale büyük destek verecek. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Beyoğlu Belediyesi de festivale verdiği tanıtım desteğini sürdürecek.
Festival Sponsoru Akbank'ın yanı sıra festivale 6 tema sponsoru destek verecek:
Festivalin sevilen bölümü ''Akbank Galaları'' da yine Akbank'ın desteğiyle düzenlenecek.
İstanbul Film Festivali yedi yıl önce Groupama işbirliğiyle başlattığı ''Özel Gösterim: Türk Klasikleri Yeniden'' bölümüyle Türkiye Sinemasının önemli yapıtlarının yenilenip beyazperdeyle yeniden buluşmalarını sağlamaya bu yıl da devam edecek.
2014 yılında İstanbul Film Festivali konuklarını Renault taşıyacak.
İstanbul Kültür Sanat Vakfı'nın tüm festivallerine Öncü Sponsor Eczacıbaşı Holding, Resmi İletişim Sponsoru Vodafone, Resmi Taşıyıcı DHL ve Resmi Konaklama Sponsoru Martı İstanbul Hotel'in yanı sıra servis sponsorları Zurich Sigorta, GFK, directComn Marketing Group ve AGC destek veriyor.
Festival Afişinde İnci Eviner Ve Bülent Erkmen İmzası
İKSV, farklı sanat dallarının önemli isimlerinin yapıtları, desenleri veya el yazılarından İstanbul Festivalleri'nin tanıtım afişlerini oluşturmaya bu yıl da devam ediyor. Eserleri, Bülent Erkmen'in tasarımıyla festival afişlerine dönüştürülen sanatçıların arasına Nuri Bilge Ceylan, Sarkis, Orhan Pamuk, Güher ve Süher Pekinel ile Şahika Tekand'ın ardından 33. İstanbul Film Fesitvali'nin afişiyle İnci Eviner'de katıldı.
Festivalin Açılış Ve Kapanış Törenleri
33. İstanbul Film Festivali, 4 Nisan Cuma akşamı yapılacak açılış töreniyle başlayacak. Açılış töreni NTV'den canlı yayınlanacak. Törenin hemen ardından Stephen Frears'in, festival kapsamında ''Akbank Galaları''nda izlenebilecek son filmi Philomena (Umudun Peşinde) festivalin açılış filmi olarak gösterilecek.
19 Nisan Cumartesi akşamı Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda yapılacak kapanış ve ödül töreni ise CNN Türk'ten canlı yayınlanacak gecede Altın Laleler ile festivalin diğer ödülleri açıklanacak. Törenin ardından Uluslararası Yarışma'da Altın Lale Ödülü'nün sahibi olan film kapanış filmi olarak gösterilecek.
Festivalin Onur Ödülleri
İstanbul Film Festivali Yaşam Boyu Başarı Ödülü'nü bu yıl, tarih, savaş ve insan yazgısı kavramlarını sık sık yapıtlarına konu eden büyük usta Polonyalı Yönetmen Andrzej Wajda alacak. Ödülü, sağlık sorunlarından ötürü İstanbul'a gelemeyecek olan yönetmenin adına, yönetmenin Walesa: Man Of Hope / Walesa adlı filminin 12 Nisan Cumartesi günü yapılacak gösteriminden önce filmin başrol oyuncusuna verilecek.
İstanbul Film Festivali Onur Ödülleri de bu yıl yedi saygın isme takdim edilecek.
Festivalin açılış töreninde Türkiye sinemasına yıllar boyu emek vermiş senarist Umur Bugay, oyuncu Sevda Ferdağ, yapımcı Abdurrahman Keskiner, oyuncu Eşref Kolçak, müzisyen Atilla Özdemiroğlu ile yönetmen, senarist ve yapımcı İrfan Tözüm'e İstanbul Film Festivali Onur Ödülleri takdim edilecek.
İstanbul Film Festivali, popüler ve nitelikli film yapımcılığında 40. yılını kutlayan Fransız yapım şirketi MK2'nün kurucusu Marin Karmitz'e de Sinema Onur Ödülü takdim edecek. 2014 yılında sinema kariyerinin 40. yılını tamamlayan, bağımsız film dağıtımcılığının ünlü ismi, yönetmen ve yapımcı Marin Karmitz festivalin 19 Nisan Cumartesi akşamı Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda düzenlenecek kapanış ve ödül töreninde Sinema Onur Ödülü'nü almak üzere İstanbul'da olacak.
Festivalde Altın Lale Heyecanı
İstanbul Film Festivali'nin Altın Lale Uluslararası ve Ulusal Yarışmaları kapsamında bu yıl da Türkiye ve dünya sinemasının seçkin yapımları ödül için yarışacak. Festivalin ikinci haftasında jüri ve izleyici karşısına çıkacak filmlere ödülleri, 19 Nisan Cumartesi akşamı Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda düzenlenecek kapanış ve ödül töreninde verilecek.
Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) Üyesi sinema yazarları Ceyda Aşar, Engin Ertan ve Esin Küçüktepepınar'ın yarışma filmlerinin yönetmenleriyle yağacağı röportajlar, Mart ayı ve festival boyunca festivalin resmi web sitesi, festival blogu ve sosyal medyadan takip edilebilecek.
Altın Lale Uluslararası Yarışma
33. İstanbul Film Festivali'nin ''Uluslararası Yarışma'' bölümünde festivalin büyük ödülü Altın Lale için, sanat ve sanatçı temasını işleyen ya da bir edebiyat eserinden uyarlanan 11 film yarışacak. Şakir Eczacıbaşı anısına verilen Uluslararası Altın Lale Ödülü, bu yıl da Eczacıbaşı topluluğu tarafından 25.000 avroluk para ödülüyle desteklenecek. Bu ödülün 10.000 avrosu Altın Lale'nin sahibi olacak filmin yönetmenine, 10.000 avrosu filmin Türkiye'de ki dağıtımını üstlenecek firmaya, 5.000 avrosu ise Jüri Özel Ödülü'nü kazanacak filmin yönetmenine verilecek.
33. İstanbul Film Festivali Altın Lale Uluslararası Yarışma Jürisi'nin başkanlığını A Seperation (Bir Ayrılık) ve The Past (Geçmiş) filmleriyle tanınan İranlı yönetmen Asghar Farhadi üstlenecek. Farhadi'nin yanı sıra jüride yönetmen Philippe Le Guay, prodüktör ve London Film School direktörü Lynda Myles, senarist Razvan Radulescu ve oyuncu Defne Halman yer alacak. Lynde Myles festival izleyicileri için bir de sinema dersi verecek.
Geçen yıl Peter Weir başkanlığındaki jüriden What Richard Did (Ne Yaptın Richard?) ile Uluslararası Altın Lale'yi kazanan İrlandalı yönetmen Lenny Abrahamson'un son filmi Frank, ilk kez Sundance Film Festivali'nde izleyici karşısına çıktı. Başrollerini Domhnall Gleeson, Michael Fassbender ile Maggie Gyllenhaal'ın paylaştığı Frank, alışılmadık bir müzikal komedi. Filmde başarılı olmak isteyen bir müzisyen, çılgın bir müzik grubuna katılır. Grubun solisti Frank, başındaki kafa şeklindeki dev maskeyi hiç çıkarmadan şarkı söyler. Filmde Frank'i canlandıran Michael Fassbender şarkıları kendisi seslendiriyor. Yönetmen Lenny Abrahamson da festivalin konukları arasında.
Her çalışmasında dram ile komedi arasında bir denge kurmasıyla tanınan, İzlanda sinemasının en ilgi çekici simalarından Ragnar Bragason son filmi Metalhead (Metalci) ile Altın Lale için yarışacak. Heavy metal'e şapka çıkaran bu hem komik hem de duygusal film, gözlerden uzak bir çiftlikte büyüyen ve rock yıldızı olmayı çok ama çok isteyen bir genç kızın hikayesini anlatıyor. Yönetmen Ragnar Bragason Nisan ayında festivalin konuğu olarak İstanbul'a gelecek.
Başrollerinde Mia Wasikowska ve Adam Driver'in rol aldığı Tracks (Çöldeki İzler), Robyn Davidson'un 1978 yılında dokuz ay boyunca Avustralya'nın kuzeyindeki Alice Springs'den kıtanın batısına develerle 2700 kilometre süren yolculuğunu konu alan cesaret ve azim öyküsü anlatıyor. Davidson'un anı kitabından uyarlanan filmin yönetmeni John Curran, The Killer Inside Me (İçimdeki Katil) 2010 filminin senaristi olarak da tanınıyor. John Curran da festivalin konuklarından.
Kanadalı yazar, yönetmen ve oyuncu Xavier Dolan'ın, Hitchcockvari bir psikolojik gerilim olan dördüncü uzun metrajlı filmi, Tom at the Farm (Tom Çiftlikte) heyecanla beklenen yarışma filmlerinden. Venedik'te FIPRESCI ödülü alan filmde Dolan yine farklı bir film türünü deniyor. Xavier Dolan'ın ''MK2-40. Yıl'' kapsamında yine festival programında yer alan bir önceki filmi Laurence Anyways de Cannes'dan ödülle dönmüştü.
Alışılmadık bir büyüme ve neşeli bir özyaşam öyküsü olan Myself and Mum (Ben, Kendim ve Annem) Fransız sahne sanatçısı Guillaume Gallienne yıllardır sahneye koyduğu tek kişilik gösterisini beyaz perdeye uyarlıyor. Hep kız çocuğu istemiş olmasına rağmen üç oğlu olan annesinin zamanla Guillaume'u kendi kendine eşcinsel varsayışını konu alıyor. Filmde hem kendi gençliğini hem de annesini canlandıran Galliene, cinsel kimliğinin oturması sırasında yaşadıklarına değinirken film boyunca eşcinsel film klişelerini ve büyüme öykülerini tiye alıyor. Cannes Film Festivali'nde Yönetmenlerin Onbeş Günü bölümünün açılışını yapan filmi, 28 Şubat'ta verilen Cesar ödüllerinde En İyi Film ve En İyi Erkek Oyuncu da dahil olmak üzere toplam 5 ödül alarak büyük bir başarıya imza attı.
Selanik'te İzleyici Ödülü, Valladolid'de En İyi Yönetmen ve En İyi Erkek Oyuncu ödüllerini kazanan Papusza (Taş Bebek) ise ilk kadı Roman şair Bronislawa Wajs, ya da tanındığı isimle Papusza yani Taş Bebek'in adını taşıyor. Polonya'da ''Lanetli Şair'' olarak tanınan Papusza'nın yaşam öyküsü, ülkedeki Roman toplumunun tarihiyle de ortak yönler taşıyor. Filmin başrol oyuncusu Jowita Budnik de festivale katılacak.
Abim Evin Tek Çocuğu ve Hayatımız ile tanıdığımız Daniele Luchetti, kısmen otobiyografik yeni filmi Those Happy Years (Mutlu Yıllarımız) da seyirciyi film çekmeye meraklı bir çocuğun gözlerinden 70'li yıllara götürüyor. Yönetmen Daniele Luchetti'ye göre, peliküle ve onun kendine has kokusuna bir saygı duruşu olan Mutlu Yıllarımız'ın ilk gösterimi Toronto Film Festivali'nde gerçekleşmişti. Daniele Luchetti de festivale katılacak.
2013 İsveç'in Oscar'ı sayılan Guldbagge ödüllerinde En İyi Film ve En İyi Senaryo, Venedik'te ise gösterildiği Ufuklar Bölümü'nde FIPRESCI Ödülü alan The Reunion (Buluşma) İsveçli sanatçı Anne Odell'in ilk filmi. İlkokul yıllarında maruz kaldığı zorbalıklardan etkilenerek çektiği Buluşma'da Odell bir mezunlar buluşmasının önce sahtesini filme çekiyor, ardından sınıf arkadaşlarına bu filmi gösteriyor; böylece gerçekle kurgu arasındaki çizgiyi epeyce esnetiyor.
2005'te festivalde gösterilen La face cachée de la lune (Ayın Saklı Yüzü) ile hayran kitlesini artıran ünlü tiyatro ve sinema yönetmeni Robert Lepage, kısa film yönetmeni Pedro Pires ile birlikte yine Lepage'ın bir tiyatro oyununu sinemaya aktarıyor. Lipsynch'in film uyarlaması olan Triptyque (Üçleme), ilk gösterimini yaptığı Toronto Film Festivali'nde büyük ilgi topladı. Lepage'ın diyalog ve görsellik dehasının yine ön plana çıktığı, hafıza ve kimlik kavramlarıyla oynayan Üçleme, Quebec'li bir kitapçı, Alman bir beyin cerrahı ve bir caz şarkıcısının kesişen hayatlarını mercek altına alıyor.
Martin Promost'un Toronto Film Festivali'nde prömiyerini yapan filmi Violette, başrollerini Emmanuelle Devos ve Sandrine Kiberlain'in paylaştığı bir dönem filmi. Filmin başkahramanı ise filme adını da veren Fransız Yazar Violette Leduc. Fransız kamuoyunda kadın cinselliği, kürtaj gibi meseleleri ilk kez tartışmaya açan yazarlarından sayılan Leduc, daha çok ünlü kadın yazar Simone de Beauvoir ile olan dostluğu ile tanınıyor. 2. Dünya Savaşı günlerinde başlayan film, bu yakınlığı mercek altına yatırıyor.
Joachim Trier'in birçok ödüllü filminin senaryosunda imzası bulunan Norveçli yönetmen Eskil Vogt'un ilk uzun metrajlı filmi Blind (Körlük) görme duyusunu kaybeden bir kadının aklını da kaybetmemek için gerçekliğe sıkı sıkı sarılma mücadelesini işleyen gerilimli olduğu kadar mizah unsurlarını da kullanan bir dram. Görüntü yönetmenliği Dogtooth (Köpekdişi) filminin de kameranlığını üstlenen Thimios Bakatakis'in yaptığı ve yalnızca görme hakkında değil yazma ve yalnızlık üzerine bir film de olan Körlük, Sundance'de Senaryo Ödülü kazandı.
Uluslararası Yarışma Ve Türkiye Sineması
İstanbul Film Fesitvali'nde Ulusal Yarışma ve Türkiye Sineması sponsorluğunu, festivale 27 yıldır destek veren Anadolu Efes üstlenecek. Festivalde Türkiye'den, yapımı 2013-2014 sezonunda tamamlanmış filmlerin bir araya geldiği ''Türkiye Sineması'' bölümünde ''Ulusal Yarışma''nın yanı sıra ''Yarışma Dışı'', ''Belgeseller'' ve ''Yeni Türkiye Sineması'' başlıkları altında 35 film gösterilecek. Boğaziçi Üniversitesi Mithat Alan Film Merkezi'nin düzenlediği 2014 Hisar Kısa Film Seçkisi de ilk gösterimini yine İstanbul Film Festivali'nde yapacak.
Altın Lale Ulusal Yarışma
Ulusal Yarışma'da Altın Lale Ödülü için, yapımı 2013-2014 sezonunda tamamlanan Türkiye'den filmler yarışacak. ''Ulusal Yarışma'' jüri başkanlığını, Türkiye sinemasının usta yönetmenlerinden Derviş Zaim üstlenecek. Altın Lale Ulusal Yarışma Jürisi'nin diğer üyeleri, ARTE Dış Alımlar Sorumlusu Karen Byot, Varşova T-Mobile Yeni Ufuklar Film Festivali Sanat Direktörü Joanna Lapiska, oyuncu Nadir Sarıbacak ve yazar Hakan Günday. Jüri festivalde, En İyi Film, En İyi Yönetmen, Jüri Özel Ödülü, En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Senaryo, En İyi Görüntü Yönetmeni, En İyi Kurgu ve En İyi Özgün Müzik olmak üzere, toplam 9 dalda ödül verecek.
''Ulusal Yarışma''da yer alacak filmler arasından jürinin seçeceği En İyi Film'e 150.000 TL, En İyi Yönetmen'e ise 50.000 TL ödül verilecek. İlk kez 2011 yılında para ödülüyle desteklenen Jüri Özel Ödülü bu yıl da En İyi İkinci Film'e verilecek. Onat Kutlar anısına verilecek bu ödülü kazanan filmin yapımcısına Anadolu Efes tarafından 60.000 TL verilecek. Festivalde En İyi Kadın Oyuncu ve En İyi Erkek Oyuncu seçilecek isimler 10.000'er TL alacak. 33. İstanbul Film Festivali Altın Lale Ulusal Yarışma'da jüri ayrıca, En İyi Senaryo ve En İyi Görüntü Yönetmeni, En İyi Kurgu ve En İyi Özgün Müzik dallarında da ödüller verecek.
Altın Lale Ulusal Yarışma'da ödül için bu yıl 10 film jüri karşısına çıkacak. Yarışmadaki 6 film dünya, 3 film ise Türkiye prömiyeri yapacak. ''Ulusal Yarışma'' bölümünün filmleri şöyle:
- Silsile / Ozan Açıktan (Dünya prömiyeri)
- Şarkı Söyleyen Kadınlar / Reha Erdem
- Sesime Gel / Hüseyin Karabey (Türkiye Prömiyeri)
- Gittiler / Kenan Korkmaz (Dünya prömiyeri)
- Kumun Tadı / Melisa Önel (Türkiye prömiyeri)
- Bir Varmış Bir Yokmuş / Kazım Öz (Dünya prömiyeri)
- Ben O Değilim / Tayfun Pirselimoğlu (Türkiye prömiyeri)
- Deniz Seviyesi / Esra Saydam & Nisan Dağ (Dünya prömiyeri)
- Ayhan Hanım / Levent Semerci (Dünya prömiyeri)
- İtirazım Var / Onur Ünlü (Dünya prömiyeri)
Yarışma Dışı
Savaş Baykal'ın Şiirin Tadı, Atıl İnanç'ın Daire, Ferit Karahan'ın Cennetten Kovulmak, Ramin Matin'in Kusursuzlar ve Nihat Seve'in Uzun Yol filmleri festivalin ''Yarışma Dışı'' bölümünde izleyicilerle buluşacak.
Yeni Türkiye Sineması
İlk ya da ikinci filmini çeken yönetmenlerin yapıtlarının bulunduğu ''Yeni Türkiye Sineması'' başlığında bu yıl Ozan Adam'ın Körler - Jaluziler İçin, Levent Çetin'in Sivil, Murat Eroğlu'nun Şafakla Dönenler, Aydın Orak'ın Asasız Musa, Can Oral'ın Buna Değer, Görken Sarkan'ın Nergis Hanım ve Ebubekir Uygun'un Ana adlı filmleri izleyiciyle buluşacak.
Belgeseller
Festival'in Belgesel Danışma Kurulu'nun 40'ın üzerinde başvuru arasından yaptığı seçki, ''Türkiye Sineması''nın ''Belgeseller'' kuşağında gösterilecek.
Daha önce 20. İstanbul Caz Fesitvali'nde gösterilen Batu Akyol'un Türkiye'de Caz isimli belgeselinin yanı sıra Kıvılcım Akay'ın Dileğim Barış Olsun, Devrim Akkaya'nın Diyar, Veysi Altay'ın 33 Yıllık Direniş-Berfo Ana, Emel Çelebi'nin Kül Kedisi Değiliz, Özgür Fındık'ın Olağan Haller, Cenk Örtülü ve Zeynel Koç'un O İklimde Kalırdı Acılar, Kenan Özer'in Saklı Dil, Güliz Sağlam'ın Tepecik Hayal Okulu, Burak Serbest'in Negri ile İstanbul'da, Özay Şahin'in Fırtına Emine, Reyan Tuvi'nin Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek... ve Ahmet Yurtkur'un Uzak belgeselleri ilk kez festival kapsamında izleyiciyle buluşacak.
Festivalden Seyfi Teoman anısına: Seyfi Teoman En İyi İlk Film Ödülü
İstanbul Film Festivali'nin genç yaşta kaybettiğimiz yönetmen ve yapımcı Seyfi Teoman anısına verdiği Seyfi Teoman En İyi İlk Film Ödülü'ne, festivalin Altın Lale Uluslararası ve Ulusal Yarışmaları'nın yanı sıra, ''Türkiye Sineması'' bölümünde yer alan ''Yarışma Dışı'' ve ''Yeni Türkiye Sineması'' kuşakları ile ''Sinemada İnsan Hakları'' bölümünde gösterilen Türkiye yapımı tüm ilk filmler aday olabilecek.
Seyfi Teoman En İyi İlk Film Ödülü'nü kazanan filmin yönetmenine Cem Yılmaz, CMYLMZ Fikirsanat aracılığı ile 30.000 TL verecek. İlk kez geçen yıl verilen ödülü Cem Yılmaz beş yıl boyunca destekleyecek.
Seyfi Teoman En İyi İlk Film Ödülü'nün jürisinde geçen yıl Oh Boy (Eyvah) filmiyle festivale konuk olan Jan Ole Gerster, oyuncu Taner Birsel ve yönetmen Seren Yüce yer alacak.
Seyfi Teoman, gerek yönettiği, gerekse yapımcılığını üstlendiği filmlerle hem İstanbul Film Festivali'nde, hem de dünyanın belli başlı festivallerinde pek çok ödül kazanmıştı. Teoman, ilk filmi Tatil Kitabı'yla İstanbul Film Festivali Altın Lale Ulusal Yarışma'da En İyi Film Ödülü'nü almıştı. İkinci filmi Bizim Büyük Çaresizliğimiz de 61. Berlin Film Festivali'nde yarıştıktan hemen sonra İstanbul'da hem Ulusal, hem Uluslararası Yarışma'da yer almış ve Altın Lale Uluslararası Yarışma'da Jüri Özel Ödülü'nü kazanmıştı. Teoman'ın yapımcıları arasında bulunduğu, Emin Alper'in yönettiği Tepenin Ardı filmi de 2012 yılında Altın Lale Ulusal Yarışma'da En İyi Film Ödülü'nü kazanmıştı. Seyfi Teoman geçirdiği bir trafik kazası sonucu 8 Mayıs 2012'de aramızdan ayrıldı. İstanbul Film Festivali, Seyfi Teoman'ı En İyi İlk Film Ödülü ile her yıl anmaya devam edecek.
FIPRESCI Ödülü
Uluslararası Sinema Eleştirmenleri Birliği (FIPRESCI) bu yıl da İstanbul Film Festivali kapsamında ödül verecek. Ulusal ve Uluslararası Yarışma'da yer alan birer filme FIPRESCI Ödülü verilecek. Başkanlığını İspanya'dan Nando Salvá'nın yapacağı FIPRESCI Jürisi'nde Almanya'dan Heike-Melba Fendel, Romanya'dan Angelo Mitchievici, Mısır'dan Amal Al Gamal ve Türkiye'den Janet Barış ile Murat Emir Eren görev alacak.
Radikal Gazetesi Halk Ödülü
İstanbul Film Festivali'nde her yıl olduğu gibi Ulusal ve Uluslararası Yarışma'da yer alan birer filme, İKSV'nin medya sponsorlarından Radikal gazetesinin Halk Ödülü verecek. Radikal Halk Ödülü'nü alacak iki filmi, festival izleyicileri, festival sinemalarında yer alan bilgisayarlardan oy kullanarak belirleyecekler. Oy kullananlar arasında çekilecek kura sonucunda çeşitli ödülleri sahiplerinin olacak. Büyük ödülü kazanacak şanslı izleyici, Radikal gazetesinin davetlisi olarak Selanik Film Festivali'ne gidecek.
Sinemada İnsan Hakları: Avrupa Konseyi Sinema Ödülü FACE
Avrupa Konseyi'nin katkılarıyla 8 yıl önce, yalnızca İstanbul Film Festivali kapsamında verilmeye başlanan Avrupa Konseyi Sinema Ödülü FACE (Film Award of the Council of Europe) bu yıl da, ''Sinemada İnsan Hakları'' bölümündeki bir filme verilecek. İnsan hakları konusunda kamuoyunda duyarlılık ve bilinç yaratan, konunun öneminin daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunan 10 filmin gösterileceği ''Sinemada İnsan Hakları'' bölümünden seçilecek filmin yönetmenine kapanış ve ödül töreninde Avrupa Konseyi'nden bir yetkili tarafından 10.000 avroluk para ödülü takdim edilecek. FACE Ödülü'ne Avrupa Konseyi'nin sinema yapıtlarını destekleyen Eurimages Fonu da ortak.
FACE Jürisi'nin başkanlığını, geçen yıl Syngue Sabour (Sabır Taşı) adlı filmi ile İnsan Hakları Yarışması'nda FACE Ödülü'nü alan Atiq Rahimi üstlenecek. Jüride ayrıca Eurimages Yürütücü Direktörü Roberto Olla ve Avrupa Konseyi Genel Sekreter Danışmanı Leyla Kayacık ile gazeteci Özgür Mumcu yer alacak. FACE Ödülü için yarışacak filmler şunlar:
30. İstanbul Film Festivali'nde Mikrofon filmiyle Altın Lale kazanan Mısırlı yönetmen Ahmad Abdalla bu filminde Mısır'da devrimin ateşini yakacak olan gençliğin yaşadığı derin umutsuzluğu ve öfke birikimini bizlere göstermişti. Kahire'nin fakir semtlerinde geçen Rags and Tatters (Çul Çaput), 4 yıl önce mikrofonun bıraktığı yerden devam ediyor. 2011'de Tahrir Meydanı'nda yapılan gösteriler sırasında hapisten kaçan yüzlerce tutukludan birini izleyen Çul Çaput'ta yönetmen hiç diyalog kullanmadan, birçok farklı karakterin hikayesini anlatıyor. Yönetmen Ahmad Abdalla festivalde İstanbul'da olacak.
Alman yönetmen Maria Binder'in çektiği TransX İstanbul, 25 yıldır insan haklarının ve özelde LGBTIQ bireylerin haklarının etkin savunucularından biri olan İstanbullu transkadın Ebru K.'yı izleyen bir belgesel. Kendiyle dalga geçen, nüktedan Ebru, uzun vadede Türkiye toplumunu değiştirmeyi hedeflerken, yönetmenin annesiyle tanışıyor ve birlikte translar için bir bakımevi açmaya karar veriyorlar. Gayet kişisel bir belgesel olan TransX İstanbul, Ebru K.'yı gözlemlerken Türkiye'de LGBTQI bireylerin hukuki ve toplumsal yerlerini de sorguluyor.
Mais Darwazah'nın şiirsel belgeseli My Love Awaits Me by the Sea (Aşkım Beni Deniz Kıyısında Bekler), hiç tanışmadığı Hasan adlı aşığının peşinden memleketi Filistin'e ilk kez giden yönetmenin kendi hikayesini anlatıyor. Aşk, mekan, yuva ve ütopya kavramlarını ele alan film, masalsı niteliğiyle gerçekliği de sorguluyor. Yönetmen Mais Darwazah festival zamanı İstanbul'da olacak.
Ai Weiwei the Fake Case (Düzmece Dava), hayatı boyunca insan hakları için mücadele eden dünyaca ünlü Çinli sanatçı Ai Weiwei'nin yaşam felsefesini, siyasal görüşlerini, insan hakları mücadelesini ve devlet baskısına karşı duruşunu ele alıyor. Ai Weiwei 2011 yılında aniden tutuklanarak tecrit ediliyor. 81 gün göz altında tutulduktan sonra ev hapsine alınan sanatçının her hareketi eve yerleştirilen 18 kamerayla polisler tarafından halen izleniyor. Filmin yönetmeni Andreas Johnsen festivalin bu yıl İstanbul'a gelecek konukları arasında.
Maximón Monihan'ın diyalogsuz ve sessiz sinemaya yakın bir estetik yakalayan yaratıcı ilk filmi olan The Voice of The Voiceless (Sessizlerin Sesi) filminin senaryosu gerçek olaylardan yola çıkarak yazılmış; başrolleri de amatör oyuncular tarafından paylaşılıyor. Filmde ailesi kandırılarak Orta Amerika'dan New York'a götürülen sağır ve dilsiz Olga adlı bir genç kızı izleriz. Olga New York'a vardığında kendi gibi kandırılmış bir grup sağır dilsiz ile birlikte şiddete maruz bırakılarak dilenmeye zorlanır. Çağdaş ses tasarımıyla neredeyse tamamen konuşmasız bu film Mumbai Film Festivali'nde Genç Eleştirmenler Jürisi'nden En İyi Film Ödülü'nü aldı. yönetmen Maximón Monihan da festivalin bu yılki konukları arasında.
Yabancı Dilde En İyi Film dalında Oscar'a aday gösterilen, Cannes Belirli Bir Bakış Ödülü, FICFA En İyi Belgesel ve Kudüs En İyi Belgesel ödüllerini alan film The Missing Picture (Eksik Resim) bir yandan hayranlık uyandırırken diğer yandan unutulması güç ve sarsıcı bir film. Neredeyse bir tarih dersi niteliğindeki filmde, arşiv görüntüleri ve kilden yapılmış küçük figürler izleyiciyi, 1970'li yıllarda Kamboçya'nın üstüne bir karabasan gibi çöken Kızıl Kmer rejimine götürüyor. Beş yaşındayken ailesi Kızıl Kmerler tarafından yok edilen yönetmen Rithy Panh, bu en kişisel filminde kendi yaşamından yola çıkarak baskı, fanatizm ve hatıra üzerine benzerine zor rastlanır bir öykü anlatıyor.
Cannes'de bütün oyuncu kadrosuyla ''Yetenek Ödülü''ne layık görülen, Zürih, Mumbai, Selanik Film Festivallerinde büyük ödülü kazanan, Selanik'te En İyi Yönetmen ve İzleyici Ödülü'nü de alan La jaula de oro (Altın Kafes), yönetmen Diego Quemada Diaz'ın yüzlerce göçmenin anlattıklarından hareketle çekilmiş ilk uzun metrajlı çalışması. Daha iyi bir hayat hayaliyle Guatemala'nın gecekondu bölgesinden yola çıkan üç gencin Amerika'ya ulaşma hayallerini şiirsel bir bakış açısıyla izleyen bu yol filmi, yönetmenin tabiriyle ''insanları birbirinden ayıran, ulusları bir bıçak gibi bölen sınırları sorguluyor''.
Gürcü yönetmen Zaza Urushadze'nin son filmi Tangerines (Mandalina Bahçesi), savaş, göç ve anayurt kavramlarını ele alıyor. 1992'deki Rusya-Gürcistan savaşıyla birlikte, Gürcistan'da yerleşik Estonyalılar, ülkeyi terk edip anayurtları Estonya'ya döndü. Vatanlarını terk etmeyen İvo ve Margus, arazilerinde bir Çeçen bir de Gürcü yaralı savaşçıyla karşılaşınca, her ikisini de iyileşinceye kadar evlerine alırlar.
Adalet diye bir şey yoktur, insanın sınırları vardır, iddiasıyla yola çıkan The Verdict (Adalet Peşinde), Belçikalı yönetmen Jan Verheyen'in 12. filmi. Karısının bir cinayete kurban gitmesinin ardından hukuk sisteminin boşlukları yüzünden katilin salıverilmesiyle adaleti kendi uygulamaya kalkan bir adamı izleyen Adalet Peşinde, Montreal Film Festivali'nde En İyi Yönetmen Ödülü'nü kazandı.
2010'da Altın Lale Jürisi'nde de yer alan yönetmen Jasmila Zbanic'in İngilizce olarak çektiği ilk film For Those Who Can Tell No Tales (Sesini Duyuramayanlar İçin) filminin ilk gösterimi Toronto Film Festivali'nde yapıldı. Avustralyalı sanatçı Kym Vercoe, savaştan yıllar sonra gezmek için Bosna Hersek-Sırbistan sınırına gider, ancak burada kaldığı otelde savaş sırasında neler yaşandığını öğrenince hayatı alt üst olur. Vercoe'nun bu deneyimi üzerine yazıp sahnelediği Seven Kilometers North-East adlı oyunundan etkilenerek sinemaya aktaran yönetmen Jasmila Zbanic, Kym Vercoe'nin yarattığı şiirsellikten etkilendiğini dile getiriyor. Filmde Kym Vercoe kendini oynuyor. Grbavica ve On the Path (Yolda) filmleri daha önce festivalde gösterilen yönetmen Jasmila Zbanic bu yıl yeniden İstanbul'a gelen festivalin konukları arasında.
Sezonun Merakla Beklenenleri ''Akbank Galaları''nda
İstanbul Film Fesitvali'nin popüler bölümlerinden ''Akbank Galaları''nda, geniş kitleye seslenen, yıldızları usta yönetmenlerle buluşturan, merakla beklenen filmlerin, Türkiye'deki ilk gösterimleri yapılacak. Gösterimler Beyoğlu'ndaki Atlas sinemasında yapılacak.
Wes Anderson'ın Berlin Film Festivali'nin açılışını yapan ve Jüri Büyük Ödülü'nü de kazanan son filmi The Grand Budapest Hotel (Büyük Budapeşte Oteli), Akbank Galaları'nın merakla beklenen filmlerinden. Türkiye prömiyerini festivalde yapacak film 1920'lerde Avrupa'da büyük bir otelde yıllardır görev yapan, adı efsaneleşmiş Gustave H. ile yakın arkadaşı, lobi görevlisi Zero Moustafa'nın maceralarını anlatıyor. Filmin bol yıldızlı oyuncu kadrosunda Ralph Fiennes'in yanı sıra F. Murray Abaham, Edward Norton, Mathieu Amalric, Saoirse Ronan, Adrien Brody, Willem Dafoe, Léa Seydoux, Jeff Goldblum, Jason Schwartzman, Jude Law, Tilda Swinton, Harvey Keitel, Tom Wilkinson, Bill Murray, Owen Wilson gibi isimler yer alıyor.
Schindler'in Listesi ve İngiliz Hasta filmlerinde canlandırdığı karakterlerle En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar'a aday gösterilen Ralph Fiennes, Büyük Budapeşte Oteli'nin başrolünün yanı sıra The Invisible Woman (Görünmeyen Kadın) filminde bu kez hem yönetmen hem de oyuncu olarak karşımıza çıkıyor. Yazar Charles Dickens'in karısına rağmen uzun yıllar tutkulu bir aşkla ilişkisinin sürdüğü oyuncu Nelly Ternan'ı anlatan film Abi Mogan tarafından senaryoya uyarlandı. Ralph Fiennes'in canlandırdığı Dickens'in unutulmaz aşkı Nelly'yi Felicity Jones canlandırıyor.
2003 yılında İstanbul Film Festivali Sinema Onur Ödülü'nü alan yönetmen Stephen Frears'ın Martin Sixsmith'in The Lost Child of Philomena isimli kitabından uyarladığı son filmi Philomena (Umudun Peşinde) Akbank Galaları kapsamında izleyicilerle buluşacak. Aynı zamanda festivalin açılış filmi olan Philomena, kayıp oğlunu arayan bir annenin gerçek öyküsünü anlatıyor. Prömiyerini yaptığı Venedik Film Festivali'nde birçok ödül kazanan Umudun Peşinde, dört dalda BAFTA, üç dalda Altın Küre ve ''En İyi Film'' ile ''En İyi Kadın Oyuncu'' dahil dört dalda da Oscar'a ada gösterildi. Jeff Pope ve İngiliz mizahının başarılı ismi, aynı zamanda filmin başrol oyuncularından Steve Coogan tarafından senaryolaştırılan filmde, Philomena rolünü etkileyici performansıyla Judi Dench üstleniyor.
Fransız yönetmen Cédric Klapisch'in L'Auberge Espagnole (İspanyol Pansiyonu) ve Les Pouppées Russes (Rus Bebekler) filmlerinden sonra çektiği, üçlemenin son filmi Chinese Puzzle (Aşk Bulmacası), çocuklarından ayrı kalmaya dayanamayarak eski eşinin peşinden New York'a taşınan 40 yaşındaki Xavier'in maceralarını anlatıyor. Bu hareketli kent komedisinde Klapisch'in daha önceki filmlerinde de beraber çalıştığı Romain Duris, Audrey Tautou ve Cécile de France rol alıyor.
Downtown Abbey adlı televizyon dizisiyle BAFTA'dan En İyi Yönetmen Ödülü kazanan Brian Percival, birçok ülkede en çok satanlar listesinde yer alan The Book Thief (Kitap Hırsızı) kitabını aynı adla sinemaya uyarladı. Kitap Hırsızı'nda rol alan genç oyuncu Sophie Nélisse performansı ile dikkat çekerek Satellite Film ve Phoenix Film Eleştirmenleri Topluluğu tarafından ödüle layık görüldü. Nazi Almanya'sında geçen Kitap Hırsızı, Azrail'in gözünden bir kızın kitap çalarak kendine büyülü bir dünya kurmasını anlatıyor. Filmin başrollerinde Geoffrey Rush ve Emily Watson yer alıyor.
Roman Polanski'nin aynı adlı ünlü tiyatro oyunundan uyarladığı ve Cannes'da Altın Palmiye için yarışan son filmi Venus in Fur (Kürklü Venüs) merakla beklenen Gala filmlerinden. Kadın ve erkek arasındaki savaşın bir yansıması olarak bir yönetmen ve onun sahneye koyacağı oyunda başrolü kapmaya çalışan bir aktrisin birbirine hazırladığı kurnaz tuzakları anlatan filmde Polanski hınzırca kendisiyle de dalga geçiyor. Yönetmen rolündeki Mathieu Amalric, şaşırtıcı şekilde Polanski'nin gençliğine benzerken, aktrisiyse Polanski'nin gerçek hayattaki karısı Emmanuelle Seigner canlandırmakta. Polanski bu filmiyle 28 Şubat'ta Cesar'larda En İyi Yönetmen ödülünü kazandı.
Akbank Galaları bölümünün en merakla beklenen filmleri Villeneuve'den! 2009 Filmekimi'nde Polytechnique filmiyle izlediğimiz, 30. İstanbul Film Festivali'nde Incendies (İçimdeki Yangın) filmiyle Altın Lale için yarışan Kanadalı yönetmen Denis Villeneuve 2013 yılında yaptığı son iki filmi Enemy (Düşman) ve Prisoners (Mahkumlar/Tutsak) ile bu yıl yine festival programında.
Nobel ödüllü yazar José Saramago'nun Türkiye'de de yayımlanan The Double (Kopyalanan Adam) isimli romanından esinlenerek Javier Gullón tarafından senaryosu yazılan gerilim filmi Enemy (Düşman), televizyonda kendisine çok benzeyen birini gören bir adamın bu benzerinin izini sürüşünü ele alıyor. Villeneuve'ün bu filminde başrolü, birbirine tıpatıp benzeyen iki adamı oynayan Jake Gyllenhaal üstlenirken, Mélanie Laurent, Isabella Rossellini, Sarah Gadon, Stephen R. Hart ve Jane Moffat gibi isimler ona eşlik ediyor. Düşman, Courmayeur Noir Film Fesitvali'nde En İyi Film Ödülü kazandı.
En İyi Görüntü dalında Oscar'a aday gösterilen Prisoners (Mahkumlar / Tutsak) ise, kaçırılan iki kız çocuğunun aranması sırasında yaşananları anlatıyor. Denis Villeneuve, düşman filmini çekerken yeni bir fil yönetmek için teklif alınca birlikte çok uyumlu çalıştığı Jake Gyllenhaal'ı hemen bu yeni filmin kadrosuna da dahil ediyor. Soluk soluğa izlenen bir polisiye gerilim olan Tutsak'ın oyuncu kadrosunda, bu kez yardımcı rolde olan Jake Gyllenhaal'ın yanı sıra Hugh Jackman, Maria Bello, Terrence Howard, Melissa Leo ve Paul Dano yer alıyor.
Yöenetmen Fred Schepisi'nin merakla beklenen filmi Words and Pictures (Sözcükler ve Resimler) de Türkiye'deki sinemaseverlerle ilk defa ''Akbank Galaları''nda buluşacak filmlerden...
Özel Gösterim: Türk Klasikleri Yeniden
İstanbul Film Festivali, Groupama işbirliğiyle yedi yıl önce başlattığı ''Özel Gösterim: Türk Klasikleri Yeniden'' bölümüyle Türkiye sinemasının önemli yapıtlarının restore edilip yıllar sonra sinema perdesinde gösterilmelerini sağlıyor.
Festival kapsamında gerçekleştirilecek özel gösterimde bu yıl 2005 yılında festivalin Sinema Onur Ödülü'nü alan Yavuz Turgul'un yazıp yönettiği, başrollerinde Şener Şen, Uğur Yücel ve Sermin Hürmeriç'in yer aldığı, 1988 İstanbul Film Fesitvali'nde Jüri Özel Ödülü alan 1987 yapımı Muhsin Bey filmi Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Prof. Sami Şekeroğlu Sinema-TV Merkezi tarafından restore edilerek izleyicilere sunulacak.
Filmde başrolü üstlenen Şener Şen 2006 yılında, görüntü yönetmeni Aytekin Çakmakçı 2013 yılında festivalin Sinema Onu Ödülü'nü almıştı.Filmin yapımcısı Abdurrahman Keskiner ve özgün müziklerini besteleyen Atilla Özdemiroğlu da bu yıl Sinema Onu Ödülü'nü alacak.
Sinemaseverler Groupama işbirliğiyle, daha önceki yıllarda Erden Kıral'ın 1979 yapımı Bereketli Topraklar Üzerinde, Lütfi Ö. Akad'ın 1949 tarihli Vurun Kahpeye, Atıf Yılmaz'ın 1979 tarihli Selvi Boylum Al Yazmalım, Memduh Ün'ün 1958 tarihli Üç Arkadaş, Halit Refiğ'in 1964 tarihli Gurbet Kuşları ve Lütfi Ö. Akad'ın 1968 tarihli Vesikalı Yarim filmlerini restore ediliş kopyalarından izleme şansı bulmuştu.
Kaynak: İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV)
33. İstanbul Film Festivali toplamda 8 salonda (Atlas, Beyoğlu, City's, Feriye, Rexx, İstanbul Modern, Pera) seyirciyle buluşacak.
33. İstanbul Film Festivali biletleri 22 Mart Cumartesi günü saat 10:00'dan itibaren satışta. Hafta içi gündüz seansları 6 lira.
#istfilmfest14
#istanbulfilmfestivali
Akbank'ın onuncu kez desteklediği İstanbul Film Festivali'nin 33'üncüsü, 5-20 Nisan tarihlerinde gerçekleştirilecek. Programındaki filmlerin niteliği ve çeşitliliğin yanı sıra izleyici sayısıyla da önde konumunu koruyan İstanbul Film Festivali, bu yılda sinemaseverlere 20'nin üzerinde bölümde 200'ü aşkın filmin yanı sıra usta sinemacıların katılacağı söyleşiler, atölye çalışmaları ve sinema dersleriyle dolu iki hafta yaşatacak.
Sinemaseverler 2013 ve 2014'ün nitelikli yapımlarından sinemanın unutulmaz klasiklerine, usta yönetmenlerin başyapıtlarından Sundance ve Berlin film festivallerinde prömiyerleri yapılan eserlere, belgesellerden çocuk filmlerine uzanan bir yelpazedeki programı takip edebilecekler. Festival, klasikleşmiş bölümlerinin yanı sıra 2014 yılına özel bölümleriyle de ses getirecek. Türkiye sinemasının 100. yılı için sinema yazarları Fatih Özgüven ve Engin Ertan, akademisyenler Selim Eyüboğlu ve Umut Tümay Arslan ile İstanbul Film Festivali Direktörü Azize Tan tarafından hazırlanan ''Bu İkiliye Dikkat'', 2014 yılında kutlanan Polonya-Türkiye arası diplomatik ilişkilerinin tesisinin 600. yıldönümü ile ilgili kutlamaların kültür programı çerçevesinde hazırlanan ''Polonya Canlandırma Sineması'' Marin Karmitz'in kurduğu prodüksiyon şirketi MK2'nün 40. yılı şerefine hazırlanan ''MK2-40. Yıl'' festivalin heyecan verici projelerinden...Yalnızca altı film yapmasına rağmen, Rus sinemasının dünyadaki önemli temsilcilerinden biri olan, adı çoğu zaman Tarkovski'yle birlikte anılan Aleksey German'ın tüm filmleri festival kapsamında izleyiciyle buluşacak. Festivalde ayrıca Türkiye sinemasının 100. yılı vesilesiyle, Balkanlar'ın ilk sinemacıları Yanaki ve Milton Manaki'nin restore edilen filmlerinin tamamı gösterilecek. Türkiye'den sinemacıları uluslararası profesyoneller ile bir araya getiren Köprüde Buluşmalar'ın dokuzuncusuda yine festival kapsamında yapılacak.
33. İstanbul Film Festivali'nin Programı Açıklandı!
İKSV İstanbul Film Festivali |
Toplantının açılış konuşmasını yapan İKSV Genel Müdürü Görgün Taner festivalin destekçilerine teşekkür ederek 2014'ün Türkiye Sineması'nın 100. yılı olduğunun altını çizdi. Bu 100 yıllık tarih içerisinde İstanbul Film Festivali'nin ülke sinemasına yaptığı katkılardan mutluluk duyduklarını belirten Taner, son 10 yıldır festivale destek veren Akbank'ın Genel Müdürü Hakan Binbaşgil'i konuşmasını yapmak üzere sahneye davet etti.
Bundan 33 yıl önce 6 filmin gösterimiyle bir 'film haftası' olarak başlayan İstanbul Film Festivali'nin, bugün görkemli bir sinema şöleni haline geldiğinin altını çizen Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil ''Bu yıl aynı zamanda Türk sineması da 100'üncü yılını geride bıraktı. Ne mutlu bizlere ki İstanbul Film Festivali'nin 33'üncü yılında, sinemamızın geldiği nokta hepimize gurur veriyor. İstanbul Film Festivali'nin, yürekten desteklediğimiz sinemamızdaki bu gelişimde ve kaydettiği başarılarda önemli bir payı bulunduğuna inanıyorum. Akbank olarak Türkiye'nin en uzun soluklu ve önemli sanat etkinlikleri arasında yer alan festivali 10'uncu kez desteklemekten onur duyuyoruz.'' dedi. Binbaşgil konuşmasını şu şekilde sürdürdü: ''Böyle bir festivale sahip olmamızda büyük emeği bulunan, öncü kişiliği ve rehberliğiyle hatıralarımızda hep yaşayacak olan Sayın Şakir Eczacıbaşı'nı saygıyla anıyorum. Ayrıca, kültür ve sanat hayatımıza 40 yılı aşkın bir süredir olağanüstü katkılarda bulunan İKSV'nin değerli ekibine ve başkan Sayın Bülent Eczacıbaşı'na teşekkür ediyorum.''
Basın toplantısında daha sonra İstanbul Film Festivali Direktörü Azize Tan, festival programında yer alan filmler, festivale katılacak konuklar ve festival sırasında düzenlenecek etkinliklerle ilgili ayrıntılı bilgi aktardı.
İstanbul Film Festivali Danışma Kurulu
İstanbul Film Festivali Danışma Kurulu, yapımcı Zeynep Özbatur Atakan, yönetmen Semih Kaplanoğlu ve sinema yazarı Esin Küçüktepepınar'dan oluşuyor. Atilla Dorsay da Danışman Kurulu Onur Üyesi olarak İstanbul Film Festivali'ne destek olmaya devam ediyor.
Belgesel Danışma Kurulu'nda ise belgesel yönetmenleri Berke Baş ve Elif Ergezen, akademisyen ve yönetmen Alisa Lebow ve akademisyen Ahmet Gürata yer alıyor.
33. İstanbul Film Festivali'nin Destekçileri
33. İstanbul Film Festivali bu yıl 20'nin üzerinde kurumun desteği ile gerçekleştirilecek. TC Kültür ve Turizm Bakanlığı bu yıl da festivale büyük destek verecek. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Beyoğlu Belediyesi de festivale verdiği tanıtım desteğini sürdürecek.
Festival Sponsoru Akbank'ın yanı sıra festivale 6 tema sponsoru destek verecek:
- Anadolu Efes ''Ulusal Yarışma ve Türkiye Sineması''
- NTV ''NTV Belgesel Kuşağı''
- Sabah Gazetesi ''Dünya Festivallerinden''
- Sinema TV ''Antidepresan''
- tv2 ''Geceyarısı Çılgınlığı''
- Nescafe Gold ''Yeni Bir Bakış''
Festivalin sevilen bölümü ''Akbank Galaları'' da yine Akbank'ın desteğiyle düzenlenecek.
İstanbul Film Festivali yedi yıl önce Groupama işbirliğiyle başlattığı ''Özel Gösterim: Türk Klasikleri Yeniden'' bölümüyle Türkiye Sinemasının önemli yapıtlarının yenilenip beyazperdeyle yeniden buluşmalarını sağlamaya bu yıl da devam edecek.
2014 yılında İstanbul Film Festivali konuklarını Renault taşıyacak.
İstanbul Kültür Sanat Vakfı'nın tüm festivallerine Öncü Sponsor Eczacıbaşı Holding, Resmi İletişim Sponsoru Vodafone, Resmi Taşıyıcı DHL ve Resmi Konaklama Sponsoru Martı İstanbul Hotel'in yanı sıra servis sponsorları Zurich Sigorta, GFK, directComn Marketing Group ve AGC destek veriyor.
Festival Afişinde İnci Eviner Ve Bülent Erkmen İmzası
33. İstanbul Film Festivali |
Festivalin Açılış Ve Kapanış Törenleri
33. İstanbul Film Festivali, 4 Nisan Cuma akşamı yapılacak açılış töreniyle başlayacak. Açılış töreni NTV'den canlı yayınlanacak. Törenin hemen ardından Stephen Frears'in, festival kapsamında ''Akbank Galaları''nda izlenebilecek son filmi Philomena (Umudun Peşinde) festivalin açılış filmi olarak gösterilecek.
19 Nisan Cumartesi akşamı Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda yapılacak kapanış ve ödül töreni ise CNN Türk'ten canlı yayınlanacak gecede Altın Laleler ile festivalin diğer ödülleri açıklanacak. Törenin ardından Uluslararası Yarışma'da Altın Lale Ödülü'nün sahibi olan film kapanış filmi olarak gösterilecek.
Festivalin Onur Ödülleri
İstanbul Film Festivali Yaşam Boyu Başarı Ödülü'nü bu yıl, tarih, savaş ve insan yazgısı kavramlarını sık sık yapıtlarına konu eden büyük usta Polonyalı Yönetmen Andrzej Wajda alacak. Ödülü, sağlık sorunlarından ötürü İstanbul'a gelemeyecek olan yönetmenin adına, yönetmenin Walesa: Man Of Hope / Walesa adlı filminin 12 Nisan Cumartesi günü yapılacak gösteriminden önce filmin başrol oyuncusuna verilecek.
İstanbul Film Festivali Onur Ödülleri de bu yıl yedi saygın isme takdim edilecek.
Festivalin açılış töreninde Türkiye sinemasına yıllar boyu emek vermiş senarist Umur Bugay, oyuncu Sevda Ferdağ, yapımcı Abdurrahman Keskiner, oyuncu Eşref Kolçak, müzisyen Atilla Özdemiroğlu ile yönetmen, senarist ve yapımcı İrfan Tözüm'e İstanbul Film Festivali Onur Ödülleri takdim edilecek.
İstanbul Film Festivali, popüler ve nitelikli film yapımcılığında 40. yılını kutlayan Fransız yapım şirketi MK2'nün kurucusu Marin Karmitz'e de Sinema Onur Ödülü takdim edecek. 2014 yılında sinema kariyerinin 40. yılını tamamlayan, bağımsız film dağıtımcılığının ünlü ismi, yönetmen ve yapımcı Marin Karmitz festivalin 19 Nisan Cumartesi akşamı Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda düzenlenecek kapanış ve ödül töreninde Sinema Onur Ödülü'nü almak üzere İstanbul'da olacak.
Festivalin Yarışmaları Ve Ödülleri
Festivalde Altın Lale Heyecanı
İstanbul Film Festivali'nin Altın Lale Uluslararası ve Ulusal Yarışmaları kapsamında bu yıl da Türkiye ve dünya sinemasının seçkin yapımları ödül için yarışacak. Festivalin ikinci haftasında jüri ve izleyici karşısına çıkacak filmlere ödülleri, 19 Nisan Cumartesi akşamı Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda düzenlenecek kapanış ve ödül töreninde verilecek.
Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) Üyesi sinema yazarları Ceyda Aşar, Engin Ertan ve Esin Küçüktepepınar'ın yarışma filmlerinin yönetmenleriyle yağacağı röportajlar, Mart ayı ve festival boyunca festivalin resmi web sitesi, festival blogu ve sosyal medyadan takip edilebilecek.
Altın Lale Uluslararası Yarışma
33. İstanbul Film Festivali'nin ''Uluslararası Yarışma'' bölümünde festivalin büyük ödülü Altın Lale için, sanat ve sanatçı temasını işleyen ya da bir edebiyat eserinden uyarlanan 11 film yarışacak. Şakir Eczacıbaşı anısına verilen Uluslararası Altın Lale Ödülü, bu yıl da Eczacıbaşı topluluğu tarafından 25.000 avroluk para ödülüyle desteklenecek. Bu ödülün 10.000 avrosu Altın Lale'nin sahibi olacak filmin yönetmenine, 10.000 avrosu filmin Türkiye'de ki dağıtımını üstlenecek firmaya, 5.000 avrosu ise Jüri Özel Ödülü'nü kazanacak filmin yönetmenine verilecek.
33. İstanbul Film Festivali Altın Lale Uluslararası Yarışma Jürisi'nin başkanlığını A Seperation (Bir Ayrılık) ve The Past (Geçmiş) filmleriyle tanınan İranlı yönetmen Asghar Farhadi üstlenecek. Farhadi'nin yanı sıra jüride yönetmen Philippe Le Guay, prodüktör ve London Film School direktörü Lynda Myles, senarist Razvan Radulescu ve oyuncu Defne Halman yer alacak. Lynde Myles festival izleyicileri için bir de sinema dersi verecek.
Geçen yıl Peter Weir başkanlığındaki jüriden What Richard Did (Ne Yaptın Richard?) ile Uluslararası Altın Lale'yi kazanan İrlandalı yönetmen Lenny Abrahamson'un son filmi Frank, ilk kez Sundance Film Festivali'nde izleyici karşısına çıktı. Başrollerini Domhnall Gleeson, Michael Fassbender ile Maggie Gyllenhaal'ın paylaştığı Frank, alışılmadık bir müzikal komedi. Filmde başarılı olmak isteyen bir müzisyen, çılgın bir müzik grubuna katılır. Grubun solisti Frank, başındaki kafa şeklindeki dev maskeyi hiç çıkarmadan şarkı söyler. Filmde Frank'i canlandıran Michael Fassbender şarkıları kendisi seslendiriyor. Yönetmen Lenny Abrahamson da festivalin konukları arasında.
Her çalışmasında dram ile komedi arasında bir denge kurmasıyla tanınan, İzlanda sinemasının en ilgi çekici simalarından Ragnar Bragason son filmi Metalhead (Metalci) ile Altın Lale için yarışacak. Heavy metal'e şapka çıkaran bu hem komik hem de duygusal film, gözlerden uzak bir çiftlikte büyüyen ve rock yıldızı olmayı çok ama çok isteyen bir genç kızın hikayesini anlatıyor. Yönetmen Ragnar Bragason Nisan ayında festivalin konuğu olarak İstanbul'a gelecek.
Başrollerinde Mia Wasikowska ve Adam Driver'in rol aldığı Tracks (Çöldeki İzler), Robyn Davidson'un 1978 yılında dokuz ay boyunca Avustralya'nın kuzeyindeki Alice Springs'den kıtanın batısına develerle 2700 kilometre süren yolculuğunu konu alan cesaret ve azim öyküsü anlatıyor. Davidson'un anı kitabından uyarlanan filmin yönetmeni John Curran, The Killer Inside Me (İçimdeki Katil) 2010 filminin senaristi olarak da tanınıyor. John Curran da festivalin konuklarından.
Kanadalı yazar, yönetmen ve oyuncu Xavier Dolan'ın, Hitchcockvari bir psikolojik gerilim olan dördüncü uzun metrajlı filmi, Tom at the Farm (Tom Çiftlikte) heyecanla beklenen yarışma filmlerinden. Venedik'te FIPRESCI ödülü alan filmde Dolan yine farklı bir film türünü deniyor. Xavier Dolan'ın ''MK2-40. Yıl'' kapsamında yine festival programında yer alan bir önceki filmi Laurence Anyways de Cannes'dan ödülle dönmüştü.
Alışılmadık bir büyüme ve neşeli bir özyaşam öyküsü olan Myself and Mum (Ben, Kendim ve Annem) Fransız sahne sanatçısı Guillaume Gallienne yıllardır sahneye koyduğu tek kişilik gösterisini beyaz perdeye uyarlıyor. Hep kız çocuğu istemiş olmasına rağmen üç oğlu olan annesinin zamanla Guillaume'u kendi kendine eşcinsel varsayışını konu alıyor. Filmde hem kendi gençliğini hem de annesini canlandıran Galliene, cinsel kimliğinin oturması sırasında yaşadıklarına değinirken film boyunca eşcinsel film klişelerini ve büyüme öykülerini tiye alıyor. Cannes Film Festivali'nde Yönetmenlerin Onbeş Günü bölümünün açılışını yapan filmi, 28 Şubat'ta verilen Cesar ödüllerinde En İyi Film ve En İyi Erkek Oyuncu da dahil olmak üzere toplam 5 ödül alarak büyük bir başarıya imza attı.
Selanik'te İzleyici Ödülü, Valladolid'de En İyi Yönetmen ve En İyi Erkek Oyuncu ödüllerini kazanan Papusza (Taş Bebek) ise ilk kadı Roman şair Bronislawa Wajs, ya da tanındığı isimle Papusza yani Taş Bebek'in adını taşıyor. Polonya'da ''Lanetli Şair'' olarak tanınan Papusza'nın yaşam öyküsü, ülkedeki Roman toplumunun tarihiyle de ortak yönler taşıyor. Filmin başrol oyuncusu Jowita Budnik de festivale katılacak.
Abim Evin Tek Çocuğu ve Hayatımız ile tanıdığımız Daniele Luchetti, kısmen otobiyografik yeni filmi Those Happy Years (Mutlu Yıllarımız) da seyirciyi film çekmeye meraklı bir çocuğun gözlerinden 70'li yıllara götürüyor. Yönetmen Daniele Luchetti'ye göre, peliküle ve onun kendine has kokusuna bir saygı duruşu olan Mutlu Yıllarımız'ın ilk gösterimi Toronto Film Festivali'nde gerçekleşmişti. Daniele Luchetti de festivale katılacak.
2013 İsveç'in Oscar'ı sayılan Guldbagge ödüllerinde En İyi Film ve En İyi Senaryo, Venedik'te ise gösterildiği Ufuklar Bölümü'nde FIPRESCI Ödülü alan The Reunion (Buluşma) İsveçli sanatçı Anne Odell'in ilk filmi. İlkokul yıllarında maruz kaldığı zorbalıklardan etkilenerek çektiği Buluşma'da Odell bir mezunlar buluşmasının önce sahtesini filme çekiyor, ardından sınıf arkadaşlarına bu filmi gösteriyor; böylece gerçekle kurgu arasındaki çizgiyi epeyce esnetiyor.
2005'te festivalde gösterilen La face cachée de la lune (Ayın Saklı Yüzü) ile hayran kitlesini artıran ünlü tiyatro ve sinema yönetmeni Robert Lepage, kısa film yönetmeni Pedro Pires ile birlikte yine Lepage'ın bir tiyatro oyununu sinemaya aktarıyor. Lipsynch'in film uyarlaması olan Triptyque (Üçleme), ilk gösterimini yaptığı Toronto Film Festivali'nde büyük ilgi topladı. Lepage'ın diyalog ve görsellik dehasının yine ön plana çıktığı, hafıza ve kimlik kavramlarıyla oynayan Üçleme, Quebec'li bir kitapçı, Alman bir beyin cerrahı ve bir caz şarkıcısının kesişen hayatlarını mercek altına alıyor.
Martin Promost'un Toronto Film Festivali'nde prömiyerini yapan filmi Violette, başrollerini Emmanuelle Devos ve Sandrine Kiberlain'in paylaştığı bir dönem filmi. Filmin başkahramanı ise filme adını da veren Fransız Yazar Violette Leduc. Fransız kamuoyunda kadın cinselliği, kürtaj gibi meseleleri ilk kez tartışmaya açan yazarlarından sayılan Leduc, daha çok ünlü kadın yazar Simone de Beauvoir ile olan dostluğu ile tanınıyor. 2. Dünya Savaşı günlerinde başlayan film, bu yakınlığı mercek altına yatırıyor.
Joachim Trier'in birçok ödüllü filminin senaryosunda imzası bulunan Norveçli yönetmen Eskil Vogt'un ilk uzun metrajlı filmi Blind (Körlük) görme duyusunu kaybeden bir kadının aklını da kaybetmemek için gerçekliğe sıkı sıkı sarılma mücadelesini işleyen gerilimli olduğu kadar mizah unsurlarını da kullanan bir dram. Görüntü yönetmenliği Dogtooth (Köpekdişi) filminin de kameranlığını üstlenen Thimios Bakatakis'in yaptığı ve yalnızca görme hakkında değil yazma ve yalnızlık üzerine bir film de olan Körlük, Sundance'de Senaryo Ödülü kazandı.
Uluslararası Yarışma Ve Türkiye Sineması
İstanbul Film Fesitvali'nde Ulusal Yarışma ve Türkiye Sineması sponsorluğunu, festivale 27 yıldır destek veren Anadolu Efes üstlenecek. Festivalde Türkiye'den, yapımı 2013-2014 sezonunda tamamlanmış filmlerin bir araya geldiği ''Türkiye Sineması'' bölümünde ''Ulusal Yarışma''nın yanı sıra ''Yarışma Dışı'', ''Belgeseller'' ve ''Yeni Türkiye Sineması'' başlıkları altında 35 film gösterilecek. Boğaziçi Üniversitesi Mithat Alan Film Merkezi'nin düzenlediği 2014 Hisar Kısa Film Seçkisi de ilk gösterimini yine İstanbul Film Festivali'nde yapacak.
Altın Lale Ulusal Yarışma
Ulusal Yarışma'da Altın Lale Ödülü için, yapımı 2013-2014 sezonunda tamamlanan Türkiye'den filmler yarışacak. ''Ulusal Yarışma'' jüri başkanlığını, Türkiye sinemasının usta yönetmenlerinden Derviş Zaim üstlenecek. Altın Lale Ulusal Yarışma Jürisi'nin diğer üyeleri, ARTE Dış Alımlar Sorumlusu Karen Byot, Varşova T-Mobile Yeni Ufuklar Film Festivali Sanat Direktörü Joanna Lapiska, oyuncu Nadir Sarıbacak ve yazar Hakan Günday. Jüri festivalde, En İyi Film, En İyi Yönetmen, Jüri Özel Ödülü, En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Senaryo, En İyi Görüntü Yönetmeni, En İyi Kurgu ve En İyi Özgün Müzik olmak üzere, toplam 9 dalda ödül verecek.
''Ulusal Yarışma''da yer alacak filmler arasından jürinin seçeceği En İyi Film'e 150.000 TL, En İyi Yönetmen'e ise 50.000 TL ödül verilecek. İlk kez 2011 yılında para ödülüyle desteklenen Jüri Özel Ödülü bu yıl da En İyi İkinci Film'e verilecek. Onat Kutlar anısına verilecek bu ödülü kazanan filmin yapımcısına Anadolu Efes tarafından 60.000 TL verilecek. Festivalde En İyi Kadın Oyuncu ve En İyi Erkek Oyuncu seçilecek isimler 10.000'er TL alacak. 33. İstanbul Film Festivali Altın Lale Ulusal Yarışma'da jüri ayrıca, En İyi Senaryo ve En İyi Görüntü Yönetmeni, En İyi Kurgu ve En İyi Özgün Müzik dallarında da ödüller verecek.
Altın Lale Ulusal Yarışma'da ödül için bu yıl 10 film jüri karşısına çıkacak. Yarışmadaki 6 film dünya, 3 film ise Türkiye prömiyeri yapacak. ''Ulusal Yarışma'' bölümünün filmleri şöyle:
- Silsile / Ozan Açıktan (Dünya prömiyeri)
- Şarkı Söyleyen Kadınlar / Reha Erdem
- Sesime Gel / Hüseyin Karabey (Türkiye Prömiyeri)
- Gittiler / Kenan Korkmaz (Dünya prömiyeri)
- Kumun Tadı / Melisa Önel (Türkiye prömiyeri)
- Bir Varmış Bir Yokmuş / Kazım Öz (Dünya prömiyeri)
- Ben O Değilim / Tayfun Pirselimoğlu (Türkiye prömiyeri)
- Deniz Seviyesi / Esra Saydam & Nisan Dağ (Dünya prömiyeri)
- Ayhan Hanım / Levent Semerci (Dünya prömiyeri)
- İtirazım Var / Onur Ünlü (Dünya prömiyeri)
Yarışma Dışı
Savaş Baykal'ın Şiirin Tadı, Atıl İnanç'ın Daire, Ferit Karahan'ın Cennetten Kovulmak, Ramin Matin'in Kusursuzlar ve Nihat Seve'in Uzun Yol filmleri festivalin ''Yarışma Dışı'' bölümünde izleyicilerle buluşacak.
Yeni Türkiye Sineması
İlk ya da ikinci filmini çeken yönetmenlerin yapıtlarının bulunduğu ''Yeni Türkiye Sineması'' başlığında bu yıl Ozan Adam'ın Körler - Jaluziler İçin, Levent Çetin'in Sivil, Murat Eroğlu'nun Şafakla Dönenler, Aydın Orak'ın Asasız Musa, Can Oral'ın Buna Değer, Görken Sarkan'ın Nergis Hanım ve Ebubekir Uygun'un Ana adlı filmleri izleyiciyle buluşacak.
Belgeseller
Festival'in Belgesel Danışma Kurulu'nun 40'ın üzerinde başvuru arasından yaptığı seçki, ''Türkiye Sineması''nın ''Belgeseller'' kuşağında gösterilecek.
Daha önce 20. İstanbul Caz Fesitvali'nde gösterilen Batu Akyol'un Türkiye'de Caz isimli belgeselinin yanı sıra Kıvılcım Akay'ın Dileğim Barış Olsun, Devrim Akkaya'nın Diyar, Veysi Altay'ın 33 Yıllık Direniş-Berfo Ana, Emel Çelebi'nin Kül Kedisi Değiliz, Özgür Fındık'ın Olağan Haller, Cenk Örtülü ve Zeynel Koç'un O İklimde Kalırdı Acılar, Kenan Özer'in Saklı Dil, Güliz Sağlam'ın Tepecik Hayal Okulu, Burak Serbest'in Negri ile İstanbul'da, Özay Şahin'in Fırtına Emine, Reyan Tuvi'nin Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek... ve Ahmet Yurtkur'un Uzak belgeselleri ilk kez festival kapsamında izleyiciyle buluşacak.
Festivalden Seyfi Teoman anısına: Seyfi Teoman En İyi İlk Film Ödülü
İstanbul Film Festivali'nin genç yaşta kaybettiğimiz yönetmen ve yapımcı Seyfi Teoman anısına verdiği Seyfi Teoman En İyi İlk Film Ödülü'ne, festivalin Altın Lale Uluslararası ve Ulusal Yarışmaları'nın yanı sıra, ''Türkiye Sineması'' bölümünde yer alan ''Yarışma Dışı'' ve ''Yeni Türkiye Sineması'' kuşakları ile ''Sinemada İnsan Hakları'' bölümünde gösterilen Türkiye yapımı tüm ilk filmler aday olabilecek.
Seyfi Teoman En İyi İlk Film Ödülü'nü kazanan filmin yönetmenine Cem Yılmaz, CMYLMZ Fikirsanat aracılığı ile 30.000 TL verecek. İlk kez geçen yıl verilen ödülü Cem Yılmaz beş yıl boyunca destekleyecek.
Seyfi Teoman En İyi İlk Film Ödülü'nün jürisinde geçen yıl Oh Boy (Eyvah) filmiyle festivale konuk olan Jan Ole Gerster, oyuncu Taner Birsel ve yönetmen Seren Yüce yer alacak.
Seyfi Teoman, gerek yönettiği, gerekse yapımcılığını üstlendiği filmlerle hem İstanbul Film Festivali'nde, hem de dünyanın belli başlı festivallerinde pek çok ödül kazanmıştı. Teoman, ilk filmi Tatil Kitabı'yla İstanbul Film Festivali Altın Lale Ulusal Yarışma'da En İyi Film Ödülü'nü almıştı. İkinci filmi Bizim Büyük Çaresizliğimiz de 61. Berlin Film Festivali'nde yarıştıktan hemen sonra İstanbul'da hem Ulusal, hem Uluslararası Yarışma'da yer almış ve Altın Lale Uluslararası Yarışma'da Jüri Özel Ödülü'nü kazanmıştı. Teoman'ın yapımcıları arasında bulunduğu, Emin Alper'in yönettiği Tepenin Ardı filmi de 2012 yılında Altın Lale Ulusal Yarışma'da En İyi Film Ödülü'nü kazanmıştı. Seyfi Teoman geçirdiği bir trafik kazası sonucu 8 Mayıs 2012'de aramızdan ayrıldı. İstanbul Film Festivali, Seyfi Teoman'ı En İyi İlk Film Ödülü ile her yıl anmaya devam edecek.
FIPRESCI Ödülü
Uluslararası Sinema Eleştirmenleri Birliği (FIPRESCI) bu yıl da İstanbul Film Festivali kapsamında ödül verecek. Ulusal ve Uluslararası Yarışma'da yer alan birer filme FIPRESCI Ödülü verilecek. Başkanlığını İspanya'dan Nando Salvá'nın yapacağı FIPRESCI Jürisi'nde Almanya'dan Heike-Melba Fendel, Romanya'dan Angelo Mitchievici, Mısır'dan Amal Al Gamal ve Türkiye'den Janet Barış ile Murat Emir Eren görev alacak.
Radikal Gazetesi Halk Ödülü
İstanbul Film Festivali'nde her yıl olduğu gibi Ulusal ve Uluslararası Yarışma'da yer alan birer filme, İKSV'nin medya sponsorlarından Radikal gazetesinin Halk Ödülü verecek. Radikal Halk Ödülü'nü alacak iki filmi, festival izleyicileri, festival sinemalarında yer alan bilgisayarlardan oy kullanarak belirleyecekler. Oy kullananlar arasında çekilecek kura sonucunda çeşitli ödülleri sahiplerinin olacak. Büyük ödülü kazanacak şanslı izleyici, Radikal gazetesinin davetlisi olarak Selanik Film Festivali'ne gidecek.
Sinemada İnsan Hakları: Avrupa Konseyi Sinema Ödülü FACE
Avrupa Konseyi'nin katkılarıyla 8 yıl önce, yalnızca İstanbul Film Festivali kapsamında verilmeye başlanan Avrupa Konseyi Sinema Ödülü FACE (Film Award of the Council of Europe) bu yıl da, ''Sinemada İnsan Hakları'' bölümündeki bir filme verilecek. İnsan hakları konusunda kamuoyunda duyarlılık ve bilinç yaratan, konunun öneminin daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunan 10 filmin gösterileceği ''Sinemada İnsan Hakları'' bölümünden seçilecek filmin yönetmenine kapanış ve ödül töreninde Avrupa Konseyi'nden bir yetkili tarafından 10.000 avroluk para ödülü takdim edilecek. FACE Ödülü'ne Avrupa Konseyi'nin sinema yapıtlarını destekleyen Eurimages Fonu da ortak.
FACE Jürisi'nin başkanlığını, geçen yıl Syngue Sabour (Sabır Taşı) adlı filmi ile İnsan Hakları Yarışması'nda FACE Ödülü'nü alan Atiq Rahimi üstlenecek. Jüride ayrıca Eurimages Yürütücü Direktörü Roberto Olla ve Avrupa Konseyi Genel Sekreter Danışmanı Leyla Kayacık ile gazeteci Özgür Mumcu yer alacak. FACE Ödülü için yarışacak filmler şunlar:
30. İstanbul Film Festivali'nde Mikrofon filmiyle Altın Lale kazanan Mısırlı yönetmen Ahmad Abdalla bu filminde Mısır'da devrimin ateşini yakacak olan gençliğin yaşadığı derin umutsuzluğu ve öfke birikimini bizlere göstermişti. Kahire'nin fakir semtlerinde geçen Rags and Tatters (Çul Çaput), 4 yıl önce mikrofonun bıraktığı yerden devam ediyor. 2011'de Tahrir Meydanı'nda yapılan gösteriler sırasında hapisten kaçan yüzlerce tutukludan birini izleyen Çul Çaput'ta yönetmen hiç diyalog kullanmadan, birçok farklı karakterin hikayesini anlatıyor. Yönetmen Ahmad Abdalla festivalde İstanbul'da olacak.
Alman yönetmen Maria Binder'in çektiği TransX İstanbul, 25 yıldır insan haklarının ve özelde LGBTIQ bireylerin haklarının etkin savunucularından biri olan İstanbullu transkadın Ebru K.'yı izleyen bir belgesel. Kendiyle dalga geçen, nüktedan Ebru, uzun vadede Türkiye toplumunu değiştirmeyi hedeflerken, yönetmenin annesiyle tanışıyor ve birlikte translar için bir bakımevi açmaya karar veriyorlar. Gayet kişisel bir belgesel olan TransX İstanbul, Ebru K.'yı gözlemlerken Türkiye'de LGBTQI bireylerin hukuki ve toplumsal yerlerini de sorguluyor.
Mais Darwazah'nın şiirsel belgeseli My Love Awaits Me by the Sea (Aşkım Beni Deniz Kıyısında Bekler), hiç tanışmadığı Hasan adlı aşığının peşinden memleketi Filistin'e ilk kez giden yönetmenin kendi hikayesini anlatıyor. Aşk, mekan, yuva ve ütopya kavramlarını ele alan film, masalsı niteliğiyle gerçekliği de sorguluyor. Yönetmen Mais Darwazah festival zamanı İstanbul'da olacak.
Ai Weiwei the Fake Case (Düzmece Dava), hayatı boyunca insan hakları için mücadele eden dünyaca ünlü Çinli sanatçı Ai Weiwei'nin yaşam felsefesini, siyasal görüşlerini, insan hakları mücadelesini ve devlet baskısına karşı duruşunu ele alıyor. Ai Weiwei 2011 yılında aniden tutuklanarak tecrit ediliyor. 81 gün göz altında tutulduktan sonra ev hapsine alınan sanatçının her hareketi eve yerleştirilen 18 kamerayla polisler tarafından halen izleniyor. Filmin yönetmeni Andreas Johnsen festivalin bu yıl İstanbul'a gelecek konukları arasında.
Maximón Monihan'ın diyalogsuz ve sessiz sinemaya yakın bir estetik yakalayan yaratıcı ilk filmi olan The Voice of The Voiceless (Sessizlerin Sesi) filminin senaryosu gerçek olaylardan yola çıkarak yazılmış; başrolleri de amatör oyuncular tarafından paylaşılıyor. Filmde ailesi kandırılarak Orta Amerika'dan New York'a götürülen sağır ve dilsiz Olga adlı bir genç kızı izleriz. Olga New York'a vardığında kendi gibi kandırılmış bir grup sağır dilsiz ile birlikte şiddete maruz bırakılarak dilenmeye zorlanır. Çağdaş ses tasarımıyla neredeyse tamamen konuşmasız bu film Mumbai Film Festivali'nde Genç Eleştirmenler Jürisi'nden En İyi Film Ödülü'nü aldı. yönetmen Maximón Monihan da festivalin bu yılki konukları arasında.
Yabancı Dilde En İyi Film dalında Oscar'a aday gösterilen, Cannes Belirli Bir Bakış Ödülü, FICFA En İyi Belgesel ve Kudüs En İyi Belgesel ödüllerini alan film The Missing Picture (Eksik Resim) bir yandan hayranlık uyandırırken diğer yandan unutulması güç ve sarsıcı bir film. Neredeyse bir tarih dersi niteliğindeki filmde, arşiv görüntüleri ve kilden yapılmış küçük figürler izleyiciyi, 1970'li yıllarda Kamboçya'nın üstüne bir karabasan gibi çöken Kızıl Kmer rejimine götürüyor. Beş yaşındayken ailesi Kızıl Kmerler tarafından yok edilen yönetmen Rithy Panh, bu en kişisel filminde kendi yaşamından yola çıkarak baskı, fanatizm ve hatıra üzerine benzerine zor rastlanır bir öykü anlatıyor.
Cannes'de bütün oyuncu kadrosuyla ''Yetenek Ödülü''ne layık görülen, Zürih, Mumbai, Selanik Film Festivallerinde büyük ödülü kazanan, Selanik'te En İyi Yönetmen ve İzleyici Ödülü'nü de alan La jaula de oro (Altın Kafes), yönetmen Diego Quemada Diaz'ın yüzlerce göçmenin anlattıklarından hareketle çekilmiş ilk uzun metrajlı çalışması. Daha iyi bir hayat hayaliyle Guatemala'nın gecekondu bölgesinden yola çıkan üç gencin Amerika'ya ulaşma hayallerini şiirsel bir bakış açısıyla izleyen bu yol filmi, yönetmenin tabiriyle ''insanları birbirinden ayıran, ulusları bir bıçak gibi bölen sınırları sorguluyor''.
Gürcü yönetmen Zaza Urushadze'nin son filmi Tangerines (Mandalina Bahçesi), savaş, göç ve anayurt kavramlarını ele alıyor. 1992'deki Rusya-Gürcistan savaşıyla birlikte, Gürcistan'da yerleşik Estonyalılar, ülkeyi terk edip anayurtları Estonya'ya döndü. Vatanlarını terk etmeyen İvo ve Margus, arazilerinde bir Çeçen bir de Gürcü yaralı savaşçıyla karşılaşınca, her ikisini de iyileşinceye kadar evlerine alırlar.
Adalet diye bir şey yoktur, insanın sınırları vardır, iddiasıyla yola çıkan The Verdict (Adalet Peşinde), Belçikalı yönetmen Jan Verheyen'in 12. filmi. Karısının bir cinayete kurban gitmesinin ardından hukuk sisteminin boşlukları yüzünden katilin salıverilmesiyle adaleti kendi uygulamaya kalkan bir adamı izleyen Adalet Peşinde, Montreal Film Festivali'nde En İyi Yönetmen Ödülü'nü kazandı.
2010'da Altın Lale Jürisi'nde de yer alan yönetmen Jasmila Zbanic'in İngilizce olarak çektiği ilk film For Those Who Can Tell No Tales (Sesini Duyuramayanlar İçin) filminin ilk gösterimi Toronto Film Festivali'nde yapıldı. Avustralyalı sanatçı Kym Vercoe, savaştan yıllar sonra gezmek için Bosna Hersek-Sırbistan sınırına gider, ancak burada kaldığı otelde savaş sırasında neler yaşandığını öğrenince hayatı alt üst olur. Vercoe'nun bu deneyimi üzerine yazıp sahnelediği Seven Kilometers North-East adlı oyunundan etkilenerek sinemaya aktaran yönetmen Jasmila Zbanic, Kym Vercoe'nin yarattığı şiirsellikten etkilendiğini dile getiriyor. Filmde Kym Vercoe kendini oynuyor. Grbavica ve On the Path (Yolda) filmleri daha önce festivalde gösterilen yönetmen Jasmila Zbanic bu yıl yeniden İstanbul'a gelen festivalin konukları arasında.
Sezonun Merakla Beklenenleri ''Akbank Galaları''nda
İstanbul Film Fesitvali'nin popüler bölümlerinden ''Akbank Galaları''nda, geniş kitleye seslenen, yıldızları usta yönetmenlerle buluşturan, merakla beklenen filmlerin, Türkiye'deki ilk gösterimleri yapılacak. Gösterimler Beyoğlu'ndaki Atlas sinemasında yapılacak.
Wes Anderson'ın Berlin Film Festivali'nin açılışını yapan ve Jüri Büyük Ödülü'nü de kazanan son filmi The Grand Budapest Hotel (Büyük Budapeşte Oteli), Akbank Galaları'nın merakla beklenen filmlerinden. Türkiye prömiyerini festivalde yapacak film 1920'lerde Avrupa'da büyük bir otelde yıllardır görev yapan, adı efsaneleşmiş Gustave H. ile yakın arkadaşı, lobi görevlisi Zero Moustafa'nın maceralarını anlatıyor. Filmin bol yıldızlı oyuncu kadrosunda Ralph Fiennes'in yanı sıra F. Murray Abaham, Edward Norton, Mathieu Amalric, Saoirse Ronan, Adrien Brody, Willem Dafoe, Léa Seydoux, Jeff Goldblum, Jason Schwartzman, Jude Law, Tilda Swinton, Harvey Keitel, Tom Wilkinson, Bill Murray, Owen Wilson gibi isimler yer alıyor.
The Grand Budapest Hotel |
The Invisible Woman |
Umudun Peşinde |
Chinese Puzzle |
The Book Thief |
Venus in Fur |
Nobel ödüllü yazar José Saramago'nun Türkiye'de de yayımlanan The Double (Kopyalanan Adam) isimli romanından esinlenerek Javier Gullón tarafından senaryosu yazılan gerilim filmi Enemy (Düşman), televizyonda kendisine çok benzeyen birini gören bir adamın bu benzerinin izini sürüşünü ele alıyor. Villeneuve'ün bu filminde başrolü, birbirine tıpatıp benzeyen iki adamı oynayan Jake Gyllenhaal üstlenirken, Mélanie Laurent, Isabella Rossellini, Sarah Gadon, Stephen R. Hart ve Jane Moffat gibi isimler ona eşlik ediyor. Düşman, Courmayeur Noir Film Fesitvali'nde En İyi Film Ödülü kazandı.
Düşman |
Tutsak |
Words and Pictures |
İstanbul Film Festivali, Groupama işbirliğiyle yedi yıl önce başlattığı ''Özel Gösterim: Türk Klasikleri Yeniden'' bölümüyle Türkiye sinemasının önemli yapıtlarının restore edilip yıllar sonra sinema perdesinde gösterilmelerini sağlıyor.
Muhsin Bey |
Muhsin Bey |
Sinemaseverler Groupama işbirliğiyle, daha önceki yıllarda Erden Kıral'ın 1979 yapımı Bereketli Topraklar Üzerinde, Lütfi Ö. Akad'ın 1949 tarihli Vurun Kahpeye, Atıf Yılmaz'ın 1979 tarihli Selvi Boylum Al Yazmalım, Memduh Ün'ün 1958 tarihli Üç Arkadaş, Halit Refiğ'in 1964 tarihli Gurbet Kuşları ve Lütfi Ö. Akad'ın 1968 tarihli Vesikalı Yarim filmlerini restore ediliş kopyalarından izleme şansı bulmuştu.
Kaynak: İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV)
33. İstanbul Film Festivali toplamda 8 salonda (Atlas, Beyoğlu, City's, Feriye, Rexx, İstanbul Modern, Pera) seyirciyle buluşacak.
33. İstanbul Film Festivali biletleri 22 Mart Cumartesi günü saat 10:00'dan itibaren satışta. Hafta içi gündüz seansları 6 lira.
#istfilmfest14
#istanbulfilmfestivali
0 Yorumlar